26.12.2011

MMMMM.... MAGNUMMMMMMM :)

İtiraf ediyorum.. Hediye almak çok ama çookk keyifli..vermekte öyle tabii ama almak üstelik sürprizse..:)

MAGNUM yeni yılımı kutlamış..O kadar güzel dilekler sıralamış ki..Hep her sene yapmak isteyipte yapamadığım bir sürü fikri getirdi aklıma..Umarım bu yıl dizebilirim sıraya bu yıl çoook farklı olur...



Bakarmısınız cömertliğe.. Ağzımızı tatlandırdınız.. Dolabımızın en kuytu yerine sakladım minilerimi.. miniminilerden saklıyor babayla-anne ;)



teşekkürler MAGNUM.. Güzel bir yıl olsun bu yıl..

18.12.2011

Kız Kulesi Efsanesi... ve Filizler Köftecisi



Üsküdar dendimi aklıma ilk gelen kız kulesidir..Bugün de yolumuz kız kulesine düşünce karanlıktaki ışıltılı halini gündüzden daha çok sevdim sanki.. Daha süslü püslü bir hanım gibi..

Sonra hikayesine baktım googledan..Hangisi gerçek bilinmez ama işte hikayeler;

"Kızkulesi ile ilgili anlatılan ilk hikaye; Ovidius’un kaydettiği bir aşk hikayesidir. Hero ile Leandros adlı iki gencin hüzünlü aşkını anlatan bu hikaye, Hero’nun kuleden ayrılmasıyla başlar. Hero Afrodit’in rahibelerindendir ve aşka yasaklıdır.Yıllar sonra Afrodit’in tapınağında yapılan bir törene katılmak için kuleden ayrılır ve orada Leandros ile karşılaşır. Birbirine aşık olan iki genç, Leandros’un gece kuleye gelmesi ile aşklarını kutsarlar. Kızkulesi her gece iki gencin gizli aşkına ve yasak sevişmelerine tanıklık eder. Leandros’un yüzerek kuleye geldigi fırtınalı bir günde Hero’nun yaktığı sevda ateşinin feneri söner. Karanlıkta yolunu kaybeden Leandros boğazın sularına gömülür. Sevgilisinin öldüğünü gören Hero da kendini Kızkulesi’nden boğazın sularına bırakır.

Kavuşamayan aşıklara atfen anlatılan bu hikayeden başka bir de; Kleopatra’nın sonuna benzer bir sonun anlatıldığı yılan hikayesi vardır. Kehanete göre kralın birine, çok sevdiği kızı onsekiz yaşına geldiğinde bir yılan tarafından sokularak ölecegi söylenir. Bunun üzerine kral denizin ortasındaki bu kuleyi onararak kızını buraya yerleştirir. Kaderin kaçınılmazlığını kanıtlarcasına, kuleye gönderilen üzüm sepetinden çıkan bir yılan, prensesin tenine süzülerek zehrini boşaltır. Kral, kızına demirden bir tabut yaptırarak Ayasofya’nın giriş kapısının üstüne yerleştirir. Bugün bu tabutun üstünde iki delik vardır. Yılanın, ölümünden sonra da onu rahat bırakmadığına dair hikayeler anlatılır.

En son anlatılan hikaye ise Osmanlı Dönemi ile ilgilidir. Battal Gazi’nin askerleri ile Kızkulesi’ne baskın yaparak kuleye saklanan hazinelerin ve Üsküdar Tekfuru’nun kızını kaçırdığı ile ilgili hikayedir. Battal Gazi tekfurun kızı ve hazinelerini aldıktan sonra Üsküdar’dan atına atlayıp oradan uzaklaşmıştır. Çokça bilinen “Atı alan Üsküdar’ı geçti” lafı bu hikayeden gelir. Bu hikayeden günümüze gelen bir diğer şey de küçük kulemizin ismi ile ilgilidir. Diğer efsanelerdeki prenseslere de atfen Türkler buraya Kız-Kulesi ismini vermişlerdir.*"


kaynak:" * "



Aslında bizim Pazar Hikayemiz, Tuzladan tanıdığımız "Filizler Köftecisi" ne gitmemizle başladı..Yağmurlu, bulutlu bir pazar günü çocukları nasıl havalandırsak diye düşünürken burası bize ilaç gibi geldi.. O kadar ferah ve garage tarzı bir mekan..Benden tam puan aldı..Kahvaltı, Kahve, yemek her daim geline bilir..Çocuklar için çokda şirin bir faaliyet odası bile var ki, bizim için kritik noktalardan biri..Gerçi 3-6 yaşmış, bizim minikbey aç kediler gibi dışarıdan baktı ama sonunda dayanamayıp onu da kabul etti ablaları:) tabi kısa bir süreliğine..

Gelelim değerlendirmeye;
Fiyat,kalite ve ambiyans bizden tam not aldı..Çalışanlar güleryüzlü ve pırıl bir mekan. Eve dönerken yolda eşimle hayıflandık biz neden yazın hiç gelmedik diye...

sevgiler ;)

16.12.2011

bu haftadan kareler..

Epeyce bir zamandır blogum yemekten çok gezi blogu olmaya başladı..Aslında bu arada hepmutfaktayım ama çocuksal nedenlerden ötürü kaçırıyorum zamanı.. Bende hazır fırsatını yakalamışken bugün kendime yaptığım PIRASALI OMLETi paylaşayım istedim.



Tarif anonim aslında. Herkes biliyordur belki de ben hiç denememiştim ..Pırasayı ince ince doğrayıp z.yag ile tavada kavuruyoruz. Tuz, karabiber ilavesi ile tatlandırıp yumurta kırıyoruz. afiyet olsun..:)



Bu hafta içi bir akşam da Carte D'or dan hoş bir sürpriz aldım.. Yeni yıl için tatlı bir dilekleri vardı :) Makaronlar da enfesti..



Güneşli günlerin kıymetini bilip bir boğaz havası alalım dedik, bir taşla 2 kuş vurup toprağın kokusunuda bol bol içimize çektik. Şehrin orta yerinde ne büyük bir nimet varmışta biz değerlendirmiyormusuz..Üstelik hafta içide çok sakindi..Bundan sonra çocukları alışveriş merkezlerinde ki o sevimsiz parklara değil hava güneşliyse buraya getirmeye söz verdim kendi kendime:)



yer:fethi paşa korusu

7.12.2011

Bu kez bulaşıkları kimseye bırakmadık!



Geçen hafta sevgili Duygu hanımdan postama gelen yeni bir davetle dün MSA nın yolunu tuttum.. Bu kez hem yeni tarifler deneyip tadacak hem de yeni Pril 3'lü Güç'ü deneme, Pril Jel ile de tanışma fırsatımız olacaktı.



Yenilenen Pril 3'lü Güçün yeni ultra yoğun formulu sayesinde, daha az deterjan ile daha fazla bulaşık yıkanabiliyor. Pril Jel de bulaşık makineleri için geliştirilmiş, sıvı yapısı sayesinde bulaşıkta kalıntı bırakmıyor.



Gelelim menümüze.. Mutfak Sanatları Akademisi’nde (MSA), Şef Hakan Şen’in önderliğinde ve Şef Ramazan Kaya’nın yardımlarıyla tariflerimize başladık. Şeflerimiz sayesinde 3 harika ve merak ettiğim havalı tarifleride öğrenmiş oldum :)



Sevgili takım arkadaşım bir taraftan mantarları doğruyor diger taraftan twit atıyordu :) Malzemeler arasında mantar olması beni zor duruma soktu :( Ama saolsun papatyacım ona da bir çare buldu da Rulo Hindi Goğsunun harcını ayrı tavalarda yapmayı akıl ettik..



İlk tarifimiz "Balkabağı Çorbası"'ydı..hımm bir de yapar yapmaz oturup içmedik mi! harikaydı..Tarif yakında :)



ve...

şimdiye kadar yaptığım en havalı tarif :) "Kestaneli ve Karidesli Risotto" ve " Rulo Hindi Göğüs, parmesanlı domates sos ile" ..buna bayıldım..denemek isteyen misafirlerim olursa zevkle yapılır..


bu da Şef'in tabağı..

Günün tatlısı da "Nane Likörlü Panna Cota" idi.. Program sıkışacağı için Şeflerimiz tarafından önceden hazırlanmıştı..Tatmadık ama görüntüsü çok ciciydi..




sevgiler..Pril'li Günler ;)

5.12.2011

Pazar Gezmeleri..Taksim-Yıldız

Bugün güneşli havayı görüp çocukları da babanneye teslim edip soluğu sokakta aldık.. ohh be ne güzelmiş özgürce dolaşmak :) {sakın yanlış anlamayın çocuklarımı çok seviyorum ama bazen insan yalnız kalmak istemiyo değil.. .) }



İlk durağımız uzunca bir zamandır gitmediğimiz Taksim di.. Açıkcası giderken çok heyecanlandım ama hiç tad vermedi..ben sakinliğe alışmışım dedim.. bu gereksiz kalabalıklar bana göre değil artık..

Sevdiğimiz mekanlara baktık..Tanıdık tadları tekrar tadalım dedik ve Hacı Abdullah'ta kısa bir mola verdik..







Blogumda sürekli bahsediyorum Hacı Abdullah'tan..Hala gitmediyseniz damak tadınıza da düşkünseniz gitmelisiniz..Bizim gibi aç değilken bile uğrayıp bir Karışık Kompostolarını mutlaka ama mutlaka içmelisiniz..O kadar tuhaf ki 10 dan fazla meyve var ama hiç birinin tadı birbirine girmemiş..ee 1888 den beri bu işi yapıyorlar ne de olsa..

Sonra tünele kadar yürüdük yürüdük.. hoş bir nostalji oldu bizim için...

Gezinin asıl beni etkileyen kısmına gelelim..

Yıldız {Hamidiye} Camii







Bayanlar bölümünde ki soba..ne estetik..bayıldım..



Bu bölümün Cuma Selamlığı olduğunu ve Sultan II.Abdulhamid Han Hazretlerinin bu bölümde namazlarını eda ettiğini öğrenince yüreğim titredi.. Karşıma çıkan her fırsatta tekrar tekrar uğramak istediğim iyi ki İstanbulda yaşıyorum dedirten yerler arasına girdi bile..

Sonra ne mi yaptık..





Aslında diyete başlama planım vardı ama Pazartesiye erteledim..:)

Sevgiler

1.12.2011

Siemens'le EKS Lezzet Akademisinde..


Geçen hafta posta kutuma Capitol Ogilvy P.R sevgili Duygu Hanım'dan çok özel bir davetiye ulaştı. Siemensle yeni yıla özel bir mönü hazırlama davetlerini heyecanla kabul ettim ve çok sevdiğim bir Şef olan Eyüp Kemal Beyin EKS Mutfak Akademisinin yolunu tuttum..



EKS Mutfak Akademisi ve Siemens harika birer ev sahibiydi, sıcacık bir ortamda hepimiz keyifle malzemelerimizin başına geçtik. Siemens Pazarlama Müdürü Ayşe hanımdan Siemens ev aletlerinden indüksiyon ocak ve teppanyaki ocağın kullanımları ve kolaylıkları hakkında bilgi aldık.




İki ürünüde ilk kez kullandım, yemeklerimizi İndüksiyolu Ocakta yaptık. Ocağı elinizle dokunmatik olarak ayarlıyorsunuz çok hızlı ısınıyor ve temizlemesi 2 fısfıs ve havlu kağıt..bitti gitti.. Ayrıca tencereyi kaldırdığızda ocak kendi kendine sönüyor üstelik ısı sadece tencere yada tavada oluşuyor ocak gözü neredeyse hiç ısınmıyor..İnanılmaz bir teknoloji.. Teppanyaki Ocak ise ilerde hayalimde ki mutfağıma kesin almayı düşündüğüm bir ürün..,pancake, gözleme, tantuni,omlet,yumurta yani tavada yapılabilecek herşeyi bunda yapabiliyorsunuz ve kullanımı o kadar keyifli ki bence bu ürünü beyler daha çok seveceklerdir. Tam onlara göre :) üstelik temizliğide çok basit.



Menüde

Narenciye Soslu Bahçe Salatası
Buğdaylı ve Mısırlı Kaygana
Nar Ekşili ve Limonlu Piliç But
Kuru Meyveli Pirinç Pilavı
Yıldız Anasonlu İrmik Helvası
ve yardımcı Şef Ayşegül hanımın bize bol bol ikram ettiği Sarımsaklı Ekmekler vardı..



arı gibi çalıştıktan sonra afiyetle ve bol sohbetle yemeğimizin keyfini çıkardık... Bu keyifli etkinliğe katılmaktan çok keyif aldım, tüm arkadaşlara tekrar teşekkür ediyorum ve ayrıca acaba Siemens daha neler neler yapacak diye de çok merek ediyorum..

Sevgiler