30.07.2012

Part 1. New York City

Öncelikle bu işin altından nasıl kalkacağımı hala bilemesemde elimden geldiğince çok detaya girmeden yolcuğumuzun ilk bölümüne başlıyorum..

Aslında o kadar resim var ama ondan ona aktarma problemi ve hazır çocuklarda uyumuşken başladığım işi bitireyim dediğimden elimizdeki resimlerle idere edeceğiz artık..Allahtan orada minikte olsa gün gün bi kenara yaptıklarımızı yazmışım..bu postta çok faydası olacak teşekkürler günlük ;)



1.Gün:

10 saatlik uçus yolculuğumuzun ardından saat 16:00 da JFK ye indik..Bu arada şunu belirteyim 2 çocukla 10 saat uçakla ne yaparız kabuslarımızın yersiz olduğunu anladık. Bizimkiler kendilerini çok güzel oyaladılar..İkiside koltuklardaki ekranla baya haşır neşir oldular, uyudular,uyandılar arada koridorlarda gezindiler..yolculuk için aldığım bir çanta dolusu şeker,kraker,vb..şeylerede hiç gerek kalmadı..Birde çocuklu olmanın avantajından Türkiyede olmasa da JFK havaalanında baya yararlandık..Şerit kuyruklardan dolanmadan bizi geçirdiler ve sorunsuz bir şekilde çıkışımızı yaptık..



Taksi ile 1 saatte Brooklyn üzerinden Manhattan a gecerek otelimize geldik..Uçaktan çok taksi de yoruldum diyebilirim..Çocukların iyice sabrı kalmamıştı..



Otelimize bayıldık.. Doğru tercih yaptığımız için çok sevindik ve seyahat planımızda bizden çok ilgilenen BerryCafemize çok çok dua ettik. Seyahat edeceklere ve özellikle çocuklu olanlara ilk tavsiyem otel seçiminde bonkör davranmaları. Otel seçimini yaklaşık 1 ay öncesinden internet üzerinden yaptık. bu ve bu tavsiye siteler. Gezi alanlarına yakın olması çocuklar olmasa heryere yürüyerek ulaşabiliyorsunuz ama çocukla birde bizim gibi baharda gitmişseniz ve hava güneşli olsada buz gibi ayazsa metro hem ucuz hem çok pratik.. Oteli iyi secmek o açıdan kritik nokta.

Odaya yerleşince karşılaştığımız manzara bize burası "New York Amerika" dedik..Rafet el Romanı anmadan geçemedik ;) Otelin tam önünde 11 eylülde yıkılan ikiz binaların inşaatı vardı.. Asıl yıkılan yerlere suyu içe akan ürkütücü birer havuz yapmışlar..Her gün binlerce ziyaretçi gelip resim çekiniyordu..



Biraz dinlendikten sonra aşağı inip otelin etrafında bir tur attık. Yakındaki MC Donaldsa girdik..Yediğimiz hamburgeri hiç beğenmeyerek çıktık..Century 21 e girdik. Burayı şeymanın blogundan biliyordum.. Benim için günün en tatlı kısmı başlamıştı..



Tabiki ilk gün alışveriş edecek değildim ama otelin hemen yanında olması sayesinde diğer günlerde bol bol kapısını aşındırdım..Bu kısa keşiften sonra odamıza döndük ve tatlı bir uykuya daldık...

2. Gün:



Sabah 6:00 da gözlerimizi açtık biraz oyalanıp kendimizi sokağa attık. Listedeki ilk yer tabiki Empire State Building di.Metroyla Central Station durağına geldik. Banana Republic, H&M, Zara , 5 th. street den ilerledik. Bu arada kahvaltı yapmak için bir yer bakınıyorduk ki Cafe Metroyu gözümüze kestirdik ve ilk bagelli kahvaltımıza da başlamış olduk. bundan sonraki diğer 4 günde bagelden başka bişey yiyemeyeceğimizi bilemeden :)



Pusette çocuğu olupta metro kullanacaklara kritik bir tüyo vermek istiyorum. Metro kartı aldıktan sonra malesef normal insanlar gibi turnikelerden geçemiyorsunuz. (Eğer metro görevlisi yok sa ki nadir bir durum biletleri genelde kredi kartıyla aldık) Sizde ne yapıyorsunuz emergency exit kapısının önünde bekliyorsunuz..Metrodan inenlerden rica edip içerden butona basmalarınızı istiyorsunuz. ve dat dat dat seslerinde kapı açılıyor sizde içeri girebiliyorsunuz :)

Bu önemli tüyodan sonra Empire State Building den bahsedeyim.. Kesinlikle İyikide çıkmısız ama 86. katta 9 martta hava o kadar soğuktu ki önce çocuklarla hızlı bir tur attık fotolar çekindik..ardından nöbetleşe çocukları içerde tutarak new york u seyr eyledik. Girişte çektikleri hatıra resmide alarak tarihe geçmiş olduk..sanırım resim 30 dolar civarıydı..ama hatıradır bir daha gelirsek almayız dedik ve bunu unutmaya çalıştık ;)





Ardından alt kattaki Starbucksta sıcak kahvelerimizi içip güç toplamaya çalıştık. Bu arada sıcağı gören Emir uyudu, Berinde hemen resim yapmaya başladı..Dinlenip Emirde uyanınca çocukları sıkı sıkı giydirip başladık yürümeye..34. st de Macy's, Gap karşımıza çıkan büyük binalardı. İçlerine girip biraz dolaştık sonra alışveriş yapmak için gelmedik gezmeye geldik diyerekten attık kendimizi sokağa.. Sonunda Time Square a ulaştık. ToysR us a bakındık. Çocuklar için birkaç ihtiyaç aldık. KFC de yemek yedik..Burayı da hiç beğenmedik..Timesquare meydanında basamaklarda oturduk kalabalığı izledik..





Akşam olmaya başlamıştı.. Burayı mutlaka gece görmelisiniz dedi bilenler bizde o zaman otele dönelim gece gelelim dedik ve metroyla binbir macerayla otelimize ulaştık..Macera derken ufak bir yön problemi yaşadık bu arada küçükte büyükte uyumuşlardı..emir kucağımda berin pusetteydi..derken yanlış yöne gittiğimizi anladık indik bakınırken babası Türk annesi Arnavut olan bir bayan türk olduğumuzu anlayıp yanımıza geldi, bize yardım eden zenci genci yolladı ben ilgilenirim dedi ve bizi öbür tarafa geçirip doğru hatta bindirdi. Burada beni etkileyen en çok insanların inanılmaz kibar ve yardımsever olmaları. Kapıları muhakkak birbirlerine tutuyorlar, tanımadıklarına yardımdan çekinmiyorlar ve daima güleryüzlüler..

Odaya geldik ama çocuklar uyanıcak gibi değillerdi..bizde yarın için plan yapıp dinlendik..


3.Gün:

Çok planlı olmamak gerek..Herşeyin başı sağlık ve hep inşaallah demeli..bu orada kafama bir kez daha kazındı..

sabah yine 6:00 da uyandık..Çıkmaya hazırlanırken emir pencere önünde yürürken bi anda düştü ve kaşı yarıldı.. bi anda heryeri kan oldu..ben ve soğukkanlı bildiğim eşim şoka girdik başta..sonra çok şükür biraz kanı durdurduk..hemen otel görevlilerini aradık ilk yardım çantası getirdiler..Otelin doktorunun olmadığını öğrenince tekrar bir şoka girdik..İlk yardım malzemeleriyle yarayı temizledik, yara iyileştirici krem sürdük bantladık.. Dr.Halidimizi aradık..anlattık böyle böyle, panik yapmayın bişey olmaz çıkın dolaşın dedi.. Sözüne güvenerek çıktık dışarı.. Kahvaltımızı yaptık..Çok şükür Emir de çok iyiydi..Allahtan kemiğinin üzerine düşmüşte tam başı yada gözü etkilenmedi.. Ama minik yavrumun kaşında sanırım hiç düzelmeyecek minik bir amerika hatırası kaldı.. buna da şükür..

Wall Street otelimize bir kaç blok ötede. Paranın merkezini biraz turladık.. Meşhur Boğanın önünde fotolarımızı çekindik. hatta bir sokak müzisyeni milli marşımızı çaldı biz yanından geçerken.. Özgürlük Heykeline ulaşmak için Batery Park a yürüdük. Buradan Özgürlük Heykeline gitmek için ferryler kalkıyor. Cumartesi olduğu içinmi bilmiyorum o kadar kuyruk vardı ve hava o kadar sertti ki vazgeçip geri döndük.



Moral bulmam açısından Century 21 e girdik ve biraz alışveriş yaptık :) New York Pizzacısında hayatımda yediğimiz en güzel pizzaları yedik yada 3 gündür düzgün bişey yemediğimizden bize öyle geldi ama çok lezzetlilerdi..





Pizzaların ardından yürüyerek ChinaTown a geçtik. Little Italy yi de gezindik...Açıkçası çin mahallesini daha bir filmlerdeki gibi hayal ediyordum ama sanırım eskiden öyleymiş..Kocaman 2 kaldırımda ortasında yol var sağlı sollu yürüyorsunuz.. ama bir kaç çin lokantasına eşimle ben sırayla girdik yemeklere baktık...domuzlar,böcekler,bilimum değişik hayvanat..halimize şükredip dinlenmek üzere odamıza döndük.



Çocuklarla da olsa gelmişken her yeri görelim istiyoruz..Çok şükür onlarda çok sorun çıkarmıyorlar.. Akşam daha bir kendimizden emin dogru istasyona yürüyerek tam da istediğimiz yere Time Square geldik. Her yer ışıl ışıldı. NY da en beğendiğimiz yer...hava soğukluğuna aldırmadan panoların ışıklarıyla ısındık..






İndiğimiz istasyonda baya kapsamlı bir konser bile vardı..Dönerken hala devam ediyordu..

Dönüşte bir puset daha aldık..Yeni aldığımız baston pusete Emir bindi, diğerine de yürümekten uyuyakalan kızımız :) NY daki son gecemizide böyle bitirdik.

4.Gün:
Son gün Central Park gezimiz var..





Metroyla otelin önündeki hattan Central Park'a gittik. Öğlene kadar vaktimiz olduğu için kahvaltı yapmayıp yanımıza aldık. Parkın dışında bisikletçiler ve at arabaları var. Eşim Mumın isminde afrikalıyla saati 70 dolara pazarlık yapıp yanımıza geldi..Bisikletin arkasına hepimiz bindik.. Mumin bize kısa bir tur attırdı ünlülerin kaldığı evleri gösterdi, arada bisikletin giremediği yerlere bizi yolladı o sırada kendi dinlendi, inip arada fotograflarımızı çekti, çocuklarından eşinden bahsetti, kısa ama keyifli bir tur oldu. En çok görmek istediğim yere en son sıra gelmesine üzüldüm ama yinede 1,5-2 saat gezdik. Ağaçlar kupkuruydu ama parkta koşanlar,yürüyüş yapanlar, bizim gibi turistler, öğrenciler, ördekler, sincaplar parkı hareketlendiriyorlardı.

Odamıza dönüp valizlerimizi hazıradık, çıkış için aşağı indik. NewYork tan ayrılma vakti gelmişti..

28.07.2012

Ben geldimmm :) Ve Herkese Hayırlı Ramazanlar...



insan bi uzaklaştımı nedense başına oturmak zor geliyor.. geçerli sebeplerim vardı aslında, biraz da daha yeni düzene girdik diyelim ;)

bir ucundan tutup blogumun tozunu attırma zamanı geldi.. ama nasıl?.. eklenecek çok resim var, araya giren aylar...cok soru soran bir kızım ve konuşmayı sökmüş ve bir an olsun yanımdan ayrılmayan minik bir oğlum var :)



ilk önce baharda yaptığımız 1 aylık Amerika maceramızdan başlamak istedim.. Daha çok çocuklu olupta seyahate cesaret edemeyenlere bir umut olurum belki ;) NYC-Philadelphia-Washington-South Carolina-Orlando maceramızı bir kaç adımda anlatmayı planladım..



Ramazanı Şerifiniz hayırlı olsun demek istiyorum bir de.. Başta çok korkmama rağmen çok şükür Allahu Teala güç kuvvet veriyor günler bollukla bereketle geçiyor.. Haftasonları daha bir keyifle geçiyor..

en kısa zamanda görüşmek üzere ;)

herkese mutlu pazarlar..